Anne Sevgisi Masalı
Evvel zaman içinde, çok şirin bir kız ve onun güzel mi güzel bir annesi varmış. Şirin kız ve annesi birlikte yaşarmış. Birbirlerini çok sever, her şeyi birlikte yaparlarmış. Her gece Anne şirin kızının saçlarını tarar, onlara en güzel masalları okurmuş. Birbirlerinden 1 dakika kadar ayrı kalsalar özlemeye başlarlarmış.
Küçük bir kasabada yakalayan şirin kız ve annesi komşuları ile de çok iyi geçinirmiş. Aynı zamanda hayvanları çok severlermiş. Hayvanlara yemek verirmiş, onlara sarılırlarmış. Aynı zamanda doğa ile iç içe yaşarlar. Ağaçlar, kuşlar, böcekler ile konuşurlarmış. Bu şekilde güzel bir hayat sürerken bir gün aniden tuhaf bir şey başlarına gelmiş.
Anne ve küçük kız evde otururken birden kapı zili çalmış. Karşılarına dev gibi kocaman bir adım çıkmış. Bu Dev gibi adamı görünce anne biraz tedirgin olmuş. Sonuçta evlerinde küçük bir kız varmış. Daha önce dev görmeye kadın biraz kaygılanmış ve dev adama buyrun demiş.
Dev adam kocaman bir kafaya, kocaman bir buruna sahipmiş. Normal insanların yaklaşık 2 katı kadar gövdesi varmış. Kadına gülümseyerek bakmasına karşın, güldüğü hiç anlaşılmamış. Biraz eğilmiş ve kadına fısıldamış; ‘’ Bu evde minik bir kız varmış. Ben o minik kızı dün gördüm ve bahçede oyun oynuyordu. Çok sevdim onu izlemeyi. Onunla arkadaş olmak istiyorum’’
Anne bunları duyunca ne yapacağını bilememiş. Adamın yaklaşımı güzelmiş ama dev olduğu için korkmuş. Birden bire minik kız annesinin yanında belirmiş. Dev adam onu görünce yüzü o kadar gülmüş ki, koskocaman bir ses çıkmış. Minik kız dev adamın yanına geçerek ‘’ Sen neden bu kadar büyüksün?’ demiş.
Anne kızına ‘’ Kızım öyle şeyler deme, ayıp’ demiş. Adam ise gene gülmüş. ‘’ Hayır ayıp değil, ben kocamanım, sen ise miniksin. Senle minik kız ve kocaman adam olabiliriz’’ demiş kıza doğru dönerek.
Adam’ın annesi yokmuş. Tek başında küçük bir kulübede yaşıyormuş. Çok yalnız bir adammış. Dev olduğu için insanlar ondan korkar, yanına yaklaşmak istemezmiş. Fakat kalbi tertemiz bir adammış.
Minik kızın annesi adam ve minik kız birlikte oynamaya başlamışlar. Anne, dev adamı çocuğu gibi görmeye başlamış. Minik kızına ne hediye alırsa aynılarını dev adama da alıyormuş. O kadar güzel bir arkadaşlık olmuş ki, görenler kıskanmaya başlamış.
Dev adam bir gün hikayesini anlatmış. ‘’ Ben senelerdir burada tek başıma yaşıyorum. İnsanlar beni dış görüntüm nedeniyle çok yargılıyorlar. Herkesin sırayla kapısını çaldım, çoğu insan kapısını açmadı bile. Ama siz öyle değilsiniz. Kapıyı açtınız ve benle arkadaş oldunuz. Ben tek başıma yaşadığım için insanlarla konuşmayı bilmediğimi sanıyordum. Ama sizle olan iletişimim çok güzel. Anne ve kız arasındaki sevgiyi siz de gördüm. Beni de çok sevdiniz, hem bir annem oldum hem de kardeşim. Size gerçekten çok teşekkür ediyorum.’’
Minik kız bu sözleri duyunca çok mutlu olmuş ve duygulanmış. Dev adam minik kızı sırtına almış ve tüm ormanı bu şekilde uzun uzun dolaşmışlar…
Dünya üzerinde her insanın görüntüsü aynı olmayabilir. İnsanları dış görünüşlerine göre yargılamak yerine onların kalplerine inmek gerekiyor. İnsan kalbi aslında herkeste yumuşaktır. Fakat bazen bu tam anlamı ile gün yüzüne çıkmaz. Bunu çıkarmak için insanları tanımak, onlara yakınlaşmak gerekir. İnsanlar birbirlerinden korkarsa, dünya olduğu yerde sayar. Sevgi, güzellikler ve daha niceleri hayata tutunmakla, insan tanımakla olur.