Arabalar Ülkesi Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak diyarların birinde bir ülke varmış. Bu ülke arabalar ülkesiymiş. Bu arabalar ülkesinde bir yarış tertip edilmiş. Her türde, her renkte ışıl ışıl, bir sürü güzel araba bu yarışa katılmış. Ancak bu yarışa katılan arabalardan ikisi çok samimi dostmuş. Yeşil renkli olanın adı fırtına, kırmızı renkli olanın adı ise şimşekmiş. İkisi de bir sürü madalya sahibi yarış arabalarıymış. O kadar uzun süre bu yarışma için hazırlanmışlar ki tüm seyirciler birinden birinin kazanacağından çok eminmiş. Ancak çok yakın dost oldukları için bu iki araba birbirleriyle yarışmak istemiyor, biri diğerini mağlup etmek istemiyormuş.
Bir süre sonra vakit gelmiş, yarış başlamak üzereymiş. Bu iki dost araba yan yana gelmiş ve birbirlerine başarılar dilemişler. Tüm arabalar hazır olduktan sonra düdük çalmış ve yarış başlamış. Yüzlerce arabanın katılmış olduğu yarışta tüm arabalar hünerlerini sergiliyor ve son sürat bitiş çizgisine ulaşmaya çalışıyorlarmış. Yarış devam ederken bir süre sonra Şimşek tüm arabaları sollayarak en öne geçmiş. Hemen arkasında ise fırtına varmış. Fırtına’nın özellikleri Şimşek’ten daha üstünmüş ancak bir türlü gaza basıp Şimşek’in önüne geçmek istemiyormuş. Bunun farkına varan Şimşek tam bitiş noktasına yaklaşırken Fırtına’nın kendisini birinci etmek için gaza basmadığını görmüş. Şimşek bunun farkına varınca Fırtına onu geçsin diye hızını düşürmüş ama nafile. Şimşek’in hız kestiğini gören Fırtına hızını daha da düşürmüş ve Şimşek’in önüne geçmemiş. Derken bu iki dost arabadan ikisi de birbirlerine üstün gelmemek adına yavaşladıkça yavaşlamışlar. Seyirciler dona kalmış bir şekilde bu iki arabaya odaklanmış.
Geride kalan yüzlerce araba ikisinin de önüne geçmiş. Ve yarış bitmiş. Kazanan ikisi de değilmiş. Bu iki dost araba yarışı aynı anda bitiş çizgisinden geçerek sonuncu olarak tamamlamışlar. Yarış bittiğinde Fırtına Şimşek’e dönüp, “Bu yarış için aylardır hazırlanıyorsun.
Senin birinci olman için elimden geleni yaptım ancak sen çok rahat bir şekilde yarışı kazanabilecekken bitiş çizgisini benimle birlikte geçtin ve sonuncu olduk.” Diyerek bunun nedenini sormuş. Bu soruya cevaben Şimşek Fırtına’ya demiş ki, “Evet yarışı sen de çok rahat beni geçerek birinci olarak bitirebilirdin. Bu yarışa sen de aylarca hazırlandın ve emek verdin. Ben de seninle aynı sebepten ötürü yarışı birinci olarak tamamlamadım ve kazanan taraf olmadım. Çünkü bir dost kazanmıştım ve bu benim için en büyük zaferdi.
Dostluğunu bana kanıtladığın için teşekkür ederim dostum iyi ki varsın” demiş. Bu iki dost diğer tüm yarışan arabalara ve seyircilere büyük bir ders vermişler. Hayatta kazanmak da var kaybetmekte… Bizler bu yarışı kazanabilirdik ancak yapmadık. Hayatta boynumuza takacakları madalyalardan çok daha önemli bir şey var… Dostluk… Bugün burada dostluk kazandı…
Diğer masallarımız için masallar kategorimizi ziyaret ediniz…