Bahar Çiçekleri Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Yeşilin tüm tonlarında çimenlerin bulunduğu uçsuz bucaksız güzelliklerle dolu bir bahçe varmış. Bu bahçenin sakinleri rengarenk çiçeklermiş. Birbirinden güzel bu çiçekler burada yaşamaktan çok mutluymuş. Çiçekler birbirleri ile çok iyi geçinir asla kavga etmezlermiş. Sümbül, papatya, nergis, açelyalar ve menekşeler yıllar yılar boyu bir arada hayat sürüp giderlermiş.
Uzun yıllardır birlikte oldukları için bu çiçekler birbirlerine çok alışmışlar. Birbirlerinden farklı bir çiçek görmedikleri için yeryüzünde sadece kendileri var zannederlermiş. Bu çiçekler arasında hayattan en çok keyif alan ve dolayısıyla en çok mutlu olan da papatyaymış. Diğer tüm çiçeklerden küçük olmasına rağmen kocaman bir kalbi varmış. Herkese büyük bir sevgi ile yaklaşır kimseyi kırmaz ve üzmezmiş.
Günlerden bir gün bu bahçenin sahibi olan yaşlı kadın bahçeye elinde yeni bir çiçek ile gelivermiş. Bu çok narin ve hassas görünümlü çiçeği hiç tereddüt etmeden papatyanın yanına ekivermiş. Can suyunu verdikten sonra yeni çiçeği bahçedeki diğer çiçekler ile baş başa bırakarak bahçeden ayrılmış. Bu yeni çiçeği gören bahçenin eski sakinleri aralarında konuşmaya başlamışlar. Konuşulanları duyan yeni çiçek kıpkırmızı bir karanfilmiş. Çevresinde konuşulanları duyan karanfil büyük bir üzüntüye kapılmış.
Papatya hariç diğer tüm çiçekler kendilerinde olmayan kırmızı rengi karanfilde görünce çok yadırgamışlar. Kimi çiçek bu yeni gelen çiçeğin boyanmış olabileceğini söylemişler. Bu duydukları karşısında oldukça fazla üzülen karanfil başlamış ağlamaya.
Karanfilin ağladığını gören papatya ona yaklaşmış ve onunla sohbet etmeye çalışmış. Papatya gülümseyerek ‘’ üzülmene hiç gerek yok, onlar bu bahçenin içerisindekiler hariç hiçbir çiçek görmediler onun için seni biraz yadırgadılar. Onlara biraz zaman tanı eminim seni çok sevecekler’’ der.
Karanfil papatyanın bu nazik davranışı ile biraz olsun üzüntüsünü bir kenara bırakmış ve içi papatyanın söyledikleri sayesinde bir anda ısınmış. Daha önce geldiğim yerde kimse kimseyi dış görünüşü ile yargılamaz ve herkes herkesi olduğu gibi severdi demiş karanfil. Herkesin farklı dış görünüşe sahip olduğu bir dünyada çiçeklerin dış görünüşleri ile ayrıştırılması hiç de doğru değildir demiş papatya.
Zaman geçmiş bahçedeki tüm çiçekler karanfilin eşsiz güzelliğini iyiden iyiye kabullenmişler. Hiçbir çiçekte olmayan yalnız karanfile has olan o kırmızı rengin karanfilin kendine has güzelliği olduğunu artık herkes biliyormuş. Karanfil günler geçtikçe yerini iyice sevmiş ve çok daha güzelleşmiş. Bahçenin en güzel ve nadide iki çiçeği karanfil ve papatya en yakın arkadaş olarak uzun yıllar bahçede bir arada yaşamışlar.