En Güzel Kim? Masalı
Bir varmış bir yokmuş, ülkenin birinde kocaman bahçesi olan büyük bir evde tam beş kız kardeş yaşarmış. Bu kız kardeşler birbirinden güzel ve alımlı kızlarmış. Ülke genelinde bu kız kardeşlerin güzelliğini bilmeyen yokmuş. Dillere destan olan bu güzellikleri nedeniyle sık sık nazara gelerek hasta olan bu kız kardeşler tüm güzelliklerine rağmen bir türlü birbirleri ile anlaşamazmış. Anlaşmazlıklarının nedeni genellikle kimin daha güzel olduğu konusunda çıkardıkları kavgalar olurmuş.
Günlerden bir gün bahçelerinde gezinti yaparken, bahçede daha önce hiç fark etmedikleri bir kuyu görmüşler. Kuyunun başına geçerek derin ve karanlık olan kuyu dibinde bir şey olup olmadığını tartışmaya başlamışlar. Bir müddet herkes fikrini söyledikten sonra kısa süren bir sessizlik olmuş. Bu sessizliği fırsat bilen kuyu dile gelmiş ve kız kardeşlere seslenmiş.
‘’Ben çok uzun yıllardır buradayım ancak sizler birbiriniz ile kavga etmekten benim varlığımı bile fark etmediniz. Her birinizin ayrı bir güzelliği olduğunu ve hepinizin aslında çok güzel kızlar olduğunu bir türlü anlamadınız demiş. ‘’
Gerçekten de durum tam da kuyunun anlattığı gibiymiş. Kız kardeşlerden kiminin gözleri çok güzelmiş, kiminin ise saçları… kiminin elleri kusursuz yaratılmış iken, kimi çok güzel ayaklara sahipmiş. Beş kız kardeşten beşinin de farklı farklı güzel yanları varmış. Birbirlerine güzel bakmayı beceremeyen ve bu yüzden birbirlerinde olan güzellikleri bir türlü göremeyen kız kardeşler kuyunun bu sözleri ile yanlışlarını anlamışlar.
Kuyu başında herkes birbirini en ince ayrıntısına kadar incelemiş. Daha önce hiç birbirlerine bu gözle bakmadıkları için çok pişman olmuşlar. Kuyu başında epey vakit geçirdikten sonra evlerinin yolunu tutmuşlar.
Eve vardıklarında onları keyif içerisinde ve birbirileri ile şakalaşırken gören anne ve babaları hayrete düşmüş. Onlara ne olduğunu merak etmişler. Kızlarını yanlarına çağırarak bu güzel geçinmelerinin nedenini sormuşlar. Kızlar başlarından geçenleri anne ve babasına aktardıktan sonra bir daha asla kavga etmeyeceklerini ve birbirlerini çok seveceklerini söylemişler.
Anne ve babaları olan biteni hayretler içinde dinledikten sonra kızlarına şöyle demişler:
‘’ O kuyu sizin içinizdeki güzelliği temsil etmektedir. Kuyuya baktığınızda gördüğünüz karanlık içinizde biriktirdiğiniz karanlıktır. Kuyunun karanlığını yenerek içinizdeki güzelliği gördüğünüzde birbirinizi sevmeyi öğrenmiş olursunuz. Siz bugün bunu başarmışsınız. Bundan sonraki hayatınızda içinizdeki karanlığın sizi ve çevrenizdekileri mutsuz etmesine izin vermemeniz gerekir. ‘’
O günden sonra içlerindeki karanlığı aydınlığa çeviren beş kız kardeş aileleri ile birlikte çok mutlu bir hayat sürmüşler.
