Sıcacık bir bahar sabahıydı. Penceresinin önünde kuşlar cıvıl cıvıl öterken, Aliş mışıl mışıl yatağın da uyuyordu. Uykusu o kadar derindi ki, odasının kapısına vurulduğunu duyamaz, kapıyı tıklatan Aliş’in ablası Zeynoş’ dur. Aliş’in odasından ses gelmeyince, Aliş’ in halen uyuduğunu anlar ve İçeri girip Aliş’ e seslenir,’’ canım kardeşim benim, saat kaç oldu, bak uyan artık hadi’’ Aliş homurdanır, diğer tarafına döner ablası;’’ Aliş unuttun mu? Bugün Naz’ın Doğum gününe gideceğiz. Daha çarşıya gidip hediye bakacağız, kameramıza kaset alacağız, Bir sürü işimiz var haydi kalk artık.’’
Aliş bunu duyunca, yatağından adeta bir roket gibi fırlayıp, hazırlanmaya başlar. Ablası ile kahvaltı yapıp alışverişe çıkarlar Naz için çok güzel hikaye kitapları alırlar. Eve gelince de en güzel kıyafetlerini giyip hazırlanırlar. Arkadaşlarıyla buluşup davet edildikleri saatte Na’lara giderler. Oradaki herkes çok mutluydu. Biraz sohbet ettikten sonra çuval yarışı, balon düşürmeme, ip atlama, seksek gibi birbirinden harika oyunlar oynarlar. Çok eğlenip, çokça yorulurlar. Oyunlar bittiğinde Naz’ın annesi tüm çocukları, hazırladığı güzel sofraya davet eder. Hep beraber Naz için güzel dileklerde bulunup, doğum günü pastasını yerler.
Zeynoş bir yandan bu güzel günün anısına herşeyi kameraya kaydeder. Çocuklar Naz’a aldıkları hediyeleri verirler. Hediyeler için naz tüm arkadaşlarına teşekkür eder. Güzel geçen günün sonunda çocuklar hoş anlarla vedalaşırlar. Alişle Zeynoş eve dönerken yol boyunca şakalaşıp durdular.
Eve girince ilk işleri kamera kayıtlarını izlemek olmuş. Başlangıçta görüntüler çok güzeldi. Arkadaşlarını televizyonda seyretmek, iki kardeşi de çok mutlu etmiş. Ancak bir süre sonra gördükleri, Aliş’ i çok utandırır, yüzü kıpkırmızı olan Aliş, biran önce televizyonun kapanmasını ister. Zeynoş’da Aliş’i daha fazla utandırmamak için kardeşine bakmaz. Aliş kendisini kameradan ilk defa görür kendisini dışardan izlerken hiç hoş olmayan hareketleri fark eder ay kirli ağzımı elimle silmişim çok kötü görünüyor diye düşünür.
Hâlbuki annesi her zaman peçete kullanmaları gerektiğini söylermiş. Kamera çekimlerinde oyun oynayanları izleyen bir arkadaşı, Aliş’in dikkatini çeker. Arkadaşın burnunu sürekli koluyla siliyor. Aliş bundan çok rahatsız olur. Keşke mendil kullansaymış diye düşünür. Gördükleri Aliş’i çok üzer. Çekimleri daha fazla izlemek istemez, koşarak odasına gider ve ağlamaya başlar. Aliş’in ağladığını duyan ablası yanına gelir’’ Aliş’cim, canım kardeşim seni çok iyi anlıyorum, gördüklerine çok üzüldüm, ama iyi ki gördün düşünsene eğer görmeseydin öyle davranmaya devam edecektin .Değil mi ama artık daha dikkatli olacaksın bu iyi bir şey değil mi?’’ diyerek onu teselli eder.Ablasının sözleriyle biraz rahatlayan Aliş yanında hep mendil taşımaya kendi kendine söz verir. Yemek sırasında da artık peçete kullanmaya daha çok dikkat eder.
Diğer masallarımız için masal oku tıklayınız…