Kuzuları Sayma Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Küçük bir kasabada yaşayan bir ailenin Ali isminde sevimli mi sevimli bir çocukları olmuş. Gel zaman git zaman Ali büyümüş ve okula başlayacak yaşa gelmiş. Ali, okula başlayacağı için hem mutlu hem de biraz tedirginmiş. Anne babası ise bir o kadar büyük bir heyecana kapılmışlar.
Ali’nin okula kaydı yapılmış. Kayıttan hemen sonra okul için alışveriş yapılmış. Alışveriş çok keyifli geçmiş her biri için. Kendisini mavi önlük ve beyaz yaka içinde gören Ali çok mutlu olmuş. Kıyafetler alındıktan sonra hemen kırtasiyenin yolunu tutmuşlar. Sırada sırt çantası, beslenme çantası, defter, kalem, silgi, açacak ve buna benzer gerekli olabilecek malzemeler varmış.
Alışveriş işi tamamlanmış. Ali ve anne babası çok yorulmuşlar ve aynı zamanda çok acıkmışlar. Hemen bir lokantaya gidip birlikte bir şeyler yemeye karar vermişler. Kendilerine yakın olan bir mahalle esnafına uğramışlar. İçerisini mis gibi yemek kokuları sarmış. Hemen bir menü isteyip yemeklerini sipariş etmişler. Karınlarını güzelce doyurup eve doğru yola çıkmışlar.
Ali ve anne babası ellerinde poşetlerle en kestirme yollardan eve doğru yol almışlar. Yüzlerde hem tebessüm hem de yorgunluk… Kısa bir süre sonra eve varmışlar. İçeri geçip ellerini yüzlerini yıkayıp üzerlerini değişmişler. Anne bir yorgunluk çayı demlemiş. Yine hep beraber çay içip muhabbete dalmışlar.
Zaman ilerlemeye başlamış. Yorgunluk yerini uykusuzluğa bırakmış. Herkes odasına çekilmiş. Ali pijamalarını giyip yatağına geçmiş. Yatakta bir o yan bir bu yana dönmüş. Ne yaptıysa bir türlü uyuyamamış. Birden aklına kuzuları saymak gelmiş. Gözlerini kapamış ve kuzuları saymaya başlamış. Bir, iki, üç, dört… Kuzuları saydıkça gözleri yorgun düşmüş ve uykuya dalmış. Sabah erkenden uyanıp okulun ilk günü için anne babasıyla birlikte yola çıkmış.